Şehir Tiyatrosu’ndaki darbe provalarına yıllardır seyirci kalınıyordu, son
neşter vurulunca epey yankı oldu… Yazılan üç köşe yazısından ikibuçuğu
neredeyse aynıydı: Sanata müdahale edilemez
filan gibi şeyler. Konudan uzak olanlar,
1980 darbesinden bu yana sanat pek özgürmüş de, yalnızca son yönetmelik değişikliğiyle müdahaleye
uğramış diye düşüneceklerdir kuşkusuz.
İskender Pala’nın muhafazakar sanat manifestosunu
okumamıştım, televizyonda tesadüfen duydum. Aynı programa katılan Pınar
Kür konuyla ilgili son noktayı koydu: “Okulda öğrencim böyle bir şey yazsa,
bu ne yahu derdim”. Bu konuda çok
doğru bir belirleme de Salih
Tuna’dan geldi: “Bu manifestoda a muhafazakar sözcüğünün yerine pekala başka bir şey de konulabilir!”
Pala’nın muhafazakar
sanat manifestosunda muhafazakarlık zaten yoktu da, sanat adına da bir şey yoktu!
Sanat muhafazakar olamaz çünkü dünyayla beraber değişir,
sanatçı olmak da muhafazakarlık
çerçevesine sığdıralamayacağı gibi, hiçbir tanıma hapsedilmeyecek kadar
geniştir. Sözgelimi Picasso’nun mavi ya da kırmızı döneminden bahsedebiliriz
de, uçak, bomba, silaha gerek
duymaksızın insanların savaş
karşısındaki çaresizliğini dile getirebilen Guernica’sını , sırf ressamı komünist partisi
üyesidir diye, “ komünist sanat” diye sınıflandıramayız herhalde, değil mi ?
Şimdi sıra tiyatroda
en önemli şeyin ezber olduğunu sananların ezberini bozmaya geldi…
Muhafazakar sanat hatçılık,
kuklacılık filandır: Nasıl yani? O zaman opera elitist, tiyatro burjuva
filan mıdır?Oysa ödenekli tiyatroların seyirci profilinde yoğunluklu olarak
gençler, orta sınıf aileler filan
var!
Muhafazakar sanat yoktur ama muhafazakar sanatçı vardır: Nasıl
yani? Dramatik sanatların temelinde
zıtların çatışması var! Farz eyleyin ki, “muhafazakar” diye adlandırılan sanatçı, içki kötülüklerin
anasıdır tezinde bir oyun yazmaya yeltendi… Ana eksende bir alkol bağımlısını göstermek istese,
muhafazakar sanat sahnede alkole izin vermez ki!
Şehir Tiyatroları
ezici çoğunluğun değil, herkesindir: Nasıl
yani ? Ezici çoğunluk, ezmekten oyun
yazmaya vakit mi buluyor? Ekrem Dumanlı, yıllar önce “sağ cenahta
sanatçı yetiştirelim” dediğinden bu yana, dişe dokunur bir eser yaratılmış mı da , repertuara alınmamış?
Şehir Tiyatroları kadrolarına
sızılamaz : Nasıl yani? Son yıllarda AKP buraya kendi kadrolarını akıtmadı
mı ?
Parayı veren düdüğü
çalar: Nasıl yani? Şehir Tiyatrosu sanatçılarının maaşlarını belediye ödemiyor
ki, Maliye Bakanlığı ödüyor, o zaman tiyatrodan neden doğrudan doğruya Maliye
Bakanı sorumlu olmuyor?
Belediye zaten
yönetimde 7’de 2 ile sadece varlık
gösteriyor, güdümleme derdinde değil: Nasıl yani? O zaman İETT’nin
yönetiminde niye ağır vasıta ehliyeti olan 2 sanatçı yok?
Belediye, yönetmeliği
eskidiği için değiştiridi: Nasıl yani? Ayşenil Şamlıoğlu, zaten görevi
kabul ederken, yönetmeliği değiştirmeyi hedeflememiş miydi? Bu kadar süre boş
mu oturdu?
Şehir Tiyatrosu
sanatçıları eylemcidir: Nasıl yani? Tiyatroları kongre vadisinin parçasına
dönüştürülürken, kaçı buldozerin altına yattı?
Şehir Tiyatrosu
sanatçıları emekçidir: Nasıl yani? 4 C meselesinde kaç tanesi Tekel
işçilerinin yanındaydı? 1 Mayıs’ta kaç tanesi meydandaydı? Mesele kendi
haklarını korumak olunca mı emekçi oldular?
Tiyatronun yeni genel
s. yön’ü güdümlüdür: Nasıl yani?
Bugün muhalefet sözcüsü olarak konuşan Orhan Alkaya, birkaç yıl önce aynı görevde rejime hizmet etmedi mi? (Bu arada sevgili
Hilmi Zafer Şahin’e, “18 aylık” yeni
serüveninde başarılar!)
Sanat sansürlenemez:
Nasıl yani? Rosenbergler kaldırılırken öfkeleniyoruz da, Yahya Kemal’in
dizelerinin sansürlendiği belgelenmişken, kaçımız bu haksızlığa ses etti?
Sanat ile ibadet yan
yana olamaz: Nasıl yani? National Theatre’ın içinde kilise mi var da, tiyatroda mescit uygulamasına rıza gösterildi?
Sanat ile
iktidar yan yana gelmez: Nasıl
yani? Birkaç yıl önce Muhsin Ertuğrul
Tiyatrosu’nun açılışında hükümet görevlilerini Şehir Tiyatrosu’nun değerli sanatçıları alkışlamamış mıydı?
Sosyal
demokratlar sanata sahip çıkar:
Nasıl yani? Kılıçdaroğlu’nun tiyatroyla ilgili kaç konuşması var? Bedri Baykam,
bir tv programında, bizim CHP’nin gündeminde şimdilik sanat yok derken, kaç
kişi, sorgulamayı akıl etti?
Tiyatroda büyüklere
saygı vardır, tülüat yapılamaz: Nasıl yani? Temaşa sanatlarımızda tülüat
yok mu? Lüküs Hayat’ta doğaçlama yapılır da, Sümeyye Erdoğan’ın karşısında mum
gibi mi durulur?
Tiyatro kendi
ayakları üzerinde durmalıdır: Nasıl yani? Tiyatro biletlerini 1 liraya
düşüren aynı belediye değil miydi? AKP’nin kültür politikasında, yerel
belediyelerde ücretsiz oyun oynama yok mu ki?
Şehir Tiyatroları
oyunları özel tiyatrolara ihale edilecek: Nasıllll yaniiii? Komşuda pişer bize de düşer mi? Bizim tiyatroya iki çocuk oyunu, bir de Kavacık
sırtlarında bir villa (pardon
home ofis) tahsis ederseniz vatana millete hayırlı bir evlat olarak ben
de varım bundan böyle!
Detaylar için cepleşelim.