30 Ocak 2013 Çarşamba


 

(((….. AÇ PARANTEZ

 

  

Bu hafta pek çok parantez açıldı. Siz kapatırsınız artık…

  

((((……. BAKAN

 
İçişleri Bakanı gitti diye sevinmeye vakit bulamadan, Kültür Bakanı’nın da gittiğini öğrendik.

 Kültürün bu kadar önemsiz olduğu bir devlet politikasında, neden önce Kültür Bakanları gider, koalisyonlarda neden ilk önce Kültür Bakanlığı paylaşımı konuşulur ,cevabını  siz bulun artık.

Politik olarak hiçbir zeminde buluşmamın  mümkün olmadığı Ertuğrul Günay , açıkçası Devlet Tiyatrosu konusunda sessiz ve derinden epey mücadele verdi . Yasa çıkmadan görevden alınmasının ardında,bu kurumu tarihten silme dürtüsü var mı, emin olamadım.

Kars’ta heykeller, Frankfurt’ta kitap fuarı, Fazıl Say kini, Sümeyye Hanım’ın sakızı  konusunda çok kötü bir sınav verdi , Kültür Bakanıydı ama  sanatçı dostu olamadı. Yine de m Devlet Tiyatrosu’nu sahiplendi, AKM’yi kurtarmaya çalıştı, kendi partisinde buharlaşan bir paraya rağmen tadilatı başlattı, kültürün Anadolu’ya yaygınlaşması için çok çalıştı. Herhalde turizm konusunda da bizim aklımızın ermediği güzel şeyler yapmıştır. Velhasıl,  hiç değilse tarihteki kötü kültür bakanlarından olmadı..

Yeni bakana öneriler

1)      AKM konusunda  Sabancı ile yapılan sponsorluk anlaşmasını açıklamalı

2)      Devlet Tiyatrosu yasasını çıkartmalı

3)      Özel tiyatrolar ile ilgili yönetmeliği derhal gözden geçirmeli

4)      Sinema teşviklerindeki  tarikatçı, dinci ve oportünist yapılanmayı  engellemeli

5)      Başta Fazıl Say olmak üzere, sanatçılarla barışarak, kamplaşma yerine üretime destek vermeli.

…..

 

(((….. TİYATRO BİNALARI

 
Adamların Cumhuriyet’in köklü  kurumlarıyla olduğu kadar, binaları ile de dertleri olduğunu defalarca yazdım. İnci Pastanesi’ni tahliye ederlerken bile sadece kentlinin yemek kültürünü silmek değil, koca tarihi binaya alışveriş merkezi yaptırmak derdindeler.  Taksim Tiyatrosu da AVM oluyor . Bana bir medeniyet beşiği söyleyin ki, meydanlarında tiyatro, opera, bale olmasın. Paris mi, New York mu, Moskova mı, Pekin mi, Bağdat mı, Beyrut mu?

Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nu parçalayıp, kongre merkezi yaptılar. Geçen gün de televizyona çıkmışlar, Avrupa’nın küçük ölçekli kongrelerinde rekor kırdıklarını anlatıyorlar.

AKM için hain planları vardı, sendika sayesinde uygulayamadılar. Neyse ki  Taksim kışlası hayalleri de yattı.

Hırslarını yenemeyip, bu kez gözlerini Ankara’ya diktiler. Ulus’ta Küçük Tiyatro, Büyük Tiyatro alanını kongre ve otel vadisi yapacaklar. Akün ile Şinasi Sahneleri’ni de satıyorlar.

Bütün memleket alışveriş merkezi oldu. Kendileri satıyor , kendileri alıyor.

 
…..
 

((((….SOSYAL DEMOKRATLAR VE KÜLTÜR(!)
 

AKP kent merkezlerindeki değerli binaları yok ederek, kültürü kentin ilçelerine hapsediyor, bir anlamda bir geto kültürü yaratıyor. Öte yandan kentin ortasındaki belediyelere sahip olan sosyal demokratlar inanılmaz bir umursamazlıkla, kültürün çürümesine göz yumuyorlar.

Beşiktaş’ta Ayfer Atay döneminde yapılan birkaç külktür merkezi utanç verici biçimde eskidi,  Mustafa Kemal Merkezi, adına ve konumuna yaraşmayacak bir pislik içinde, kaderine terk edildi. Yeni başkan İsmail Ünal tarafından yapılan tek yeni kültür mekanı, Fulya Konser Salonu, herhalde eskimesin diye,  yılın 355 günü boş tutuluyor.

Ertuğrul Günay en kötü kültür bakanı değildi ama Şişli , Gülay Atığ dönemini aratmayan , en kötü kültür müdürüne sonunda kavuştu.Şişli Belediye Tiyatrosu kurulacaktı , sanatçılar işe alındı, aylarca kadro beklediler, hem zamanları çalındı, hem ekmek paralarıyla oynandı.İşsiz kalmaları yetmediği gibi, ceplerinden para da harcadılar. Cumhuriyetin kalesi(!) Şişli için değer, değil mi ama?

 

((((…. HALDUN DORMEN

Haldun Dormen’in sessiz çığlıklarını dinleyin. Ergenekon Caddesi’nde sürekli lağım basan bir binaya hocanın adını vermişler, en amatör oyunlar lağım kokusu içinde oynanıyor. Belediye her nedense bu mekanı her yıl onarır gibi yapıyor . İhaleler açılıyor, şudur budur derken, ertesi sabah tiyatroyu tekrar lağım basıyor.

 Dormen adına yaraşmayan bu pisliğin temizlenmesini istiyor, duyarsızlık ve umarsızlık devam ediyor.

Atatürk ne yazık ki yerinden kalkıp Mustafa Kemal Merkezi’nden ,   bir Sabancı kuruluşu olan  Atatürk Kültür Merkezi’nden  adının silinmesini isteyemez .

Ama halen  hayatta olan büyük  sanatçılarımız var!

Atatürk’ün kültür devrimini hiçe sayan şu sosyal demokratlar, en azından Atatürk’ün manevi çocukları olan sanatçılarına saygı gösterseler olmaz mı?

     

 

MUTFAKTA NELER OLUYOR?
nedimsaban@superonline.com
 

((( ZENGİN MUTFAĞI.

Vasıf Öngören’in yıllar sonra tekrar sahnelenen yapıtı “Zengin Mutfağı”, AKP usulü bir sansürle ortadan yok edildi.  Kendisi olan ama  adı olmayan bu uygulama sıkıyönetim dönemlerinde  tebliğ edilen yasakları bile aratacak  neredeyse. En azından o dönemde neyin yasak olduğunu anlamasan bile,  bir biçimde  öğrenmek mümkündü. Aralık ve Ocak aylarında  topu topu üç hafta oynanan oyun, Şubat programına alınmadı. Tabi ki bu kararın ardında herhangi bir sanatsal öngörü filan yatmıyor, yani oyun kötü olur, sanat yönetmeni kaldırır, ya da gişeye kimse gelmez de yıllık  izleyici  ortalamasını  düşürdğü için yönetimin performansını etkileyecek diye korkulur  azaltılır, ya da yasalarla  çakışır da, yasal gerekçeler uydurularak yasaklanır    filan.
 

(((( ZENGİN MUTFAĞI İSTANBULLULARINDIR

Oyun yasaklamak  tabi ki kabul edilmez ama bu yöntemden  iyidir.. Yeni yönetici Hilmi Zafer Şahin  kaçak dövüşüyor , “oyun programı benim tasarrufumdadır” gibi saçma sapan şeyler söylüyor. Oyun seçimi senin tasarrufunda olabilir, ama  o prodüksiyonlara harcanan para İstanbullularındır. Dünyanın masrafı edilerek sahneye konulan bir oyunu aniden yok etmek hem İstanbul halkının parasını , hem sanatçıların emeğini  ısraf etmek demektir.…  Daha basit bir deyimiyle  Park ve Bahçeler Müdürü binlerce fidan alıyor, ama bazı kişilere batabilir diye, bunları dikmiyor. Var mı böyle bir şey müdürüm ya?

Bir avuç  ülkücüyü nedense ve nasılsa tahrik eden     bu oyun da  ,  geçtiğimiz yılki yönetimde  İskender Pala’nın ahlak yapısını bozan  “Günlük Müstehcen Sırlar”, Hadi Uluengin’i dönekliğiyle yüzleştirdiği için tiksindiren “Rossenbergler Ölmemeli” nin kaderini paylaşarak, yakın tarihimizin şanlı  ayıpları arasına giriyor. Kaldı ki oyunun ikinci gününde birkaç sözü ayıklayıp, slogan atarak protesto etmeye götürecek kadar ileri gidebilecek hassas ve dikkatli  bir kesim filan olduğuna inanmak güç.Tiyatronun kapısından adım bile  atmayan Pala’nın  ve Hadi Uluengin’in  tuşuna basanların  yeni bir oyunu bu!.

 (((( ESKİLER OLSA

Düşündüm de eski  genel sanat yönetmenleri bu durumda ne yapardı diye?… Muhsin Ertuğrul   “şapkasını alıp giderdi” kuşkusuz. Bence  Vasfi Rıza, oyuncuları polise ihbar ederek Silivri’ye postalatırdı, Orhan Alkaya “oyunun yasaklanması halinde mutfak  yıkılana kadar direneceğini söyler, sonra yıkılan mutfakta önce kendine bir tas yemek pişirttirirdi. Nurullah Tuncer, oyunu İstanbul’da oynatmaz, ama kaldırtmadığını söyleyerek ,  Sibirya  turnesine yollatırdı. Kenan Işık, bizleri Zengin Mutfağı’nın  sanatsal açıdan yetersiz  bir oyun olduğuna ikna ederdi.

((((…. HİLMİ ZAFER 

Hilmi Zafer bunları yapmıyor,” oyun kalkmadı ama oynanmıyor” diyerek  lafı dolandırıyor. Oysa oyunda oynayan birini Gaziosmanpaşa’da çocuk oyununda görevlendirebilir, başka birine dört ay prova yapacak bir oyunda rol asabilir, emekliliği yaklaşan birine kıyak emeklilik verip, açılan kadroya  mutfaktan birilerini yerleştirebilir, oyunun yönetmenine hemen çok büyük bir müzikal teklif ederek sus payı verebilirdi!!!!  Zaman kazanıyor sadece! Bu zaman boyunca önce belediyeye gidip “bunun yerine ne istersiniz mi?”diyecek, Bahçeli’yle barış müzakeresi yapıp, “AKP giderse de,  Zengin Mutfağı jestime karşılık, bana ömür boyu sahip çıkarsınız artık” mı diyecek bilemem artık.

Yazarlar bu rezaleti  tarihe kayıt etsin, tiyatroseverlerin yüreği yansın, işçi sınıfı da kendisiyle ilgili bir oyunun hazmedilememesinin  hesabını sorsun. Ha bir de kurumda  çalışanlar var.. Ne yapıyorsunuz sanatçı dostlar?   Hani tiyatronuza dokundurtmazdınız? Nöbetler tutardınız, sanat maratonları yapardınız  kurumunuz için? Siz, kurumda kalmak için mi savaşıyorsunuz, kurumunuzun kalması için mi?
Belli ki, “Zengin Mutfağı  “ çabuk etkilemiş sizi… Bir oyun karakterinden bile daha hızlı biçimde dönüşmüşsünüz.  Yeni rolünüz yakışmamış ama!