30 Ocak 2013 Çarşamba


 

MUTFAKTA NELER OLUYOR?
nedimsaban@superonline.com
 

((( ZENGİN MUTFAĞI.

Vasıf Öngören’in yıllar sonra tekrar sahnelenen yapıtı “Zengin Mutfağı”, AKP usulü bir sansürle ortadan yok edildi.  Kendisi olan ama  adı olmayan bu uygulama sıkıyönetim dönemlerinde  tebliğ edilen yasakları bile aratacak  neredeyse. En azından o dönemde neyin yasak olduğunu anlamasan bile,  bir biçimde  öğrenmek mümkündü. Aralık ve Ocak aylarında  topu topu üç hafta oynanan oyun, Şubat programına alınmadı. Tabi ki bu kararın ardında herhangi bir sanatsal öngörü filan yatmıyor, yani oyun kötü olur, sanat yönetmeni kaldırır, ya da gişeye kimse gelmez de yıllık  izleyici  ortalamasını  düşürdğü için yönetimin performansını etkileyecek diye korkulur  azaltılır, ya da yasalarla  çakışır da, yasal gerekçeler uydurularak yasaklanır    filan.
 

(((( ZENGİN MUTFAĞI İSTANBULLULARINDIR

Oyun yasaklamak  tabi ki kabul edilmez ama bu yöntemden  iyidir.. Yeni yönetici Hilmi Zafer Şahin  kaçak dövüşüyor , “oyun programı benim tasarrufumdadır” gibi saçma sapan şeyler söylüyor. Oyun seçimi senin tasarrufunda olabilir, ama  o prodüksiyonlara harcanan para İstanbullularındır. Dünyanın masrafı edilerek sahneye konulan bir oyunu aniden yok etmek hem İstanbul halkının parasını , hem sanatçıların emeğini  ısraf etmek demektir.…  Daha basit bir deyimiyle  Park ve Bahçeler Müdürü binlerce fidan alıyor, ama bazı kişilere batabilir diye, bunları dikmiyor. Var mı böyle bir şey müdürüm ya?

Bir avuç  ülkücüyü nedense ve nasılsa tahrik eden     bu oyun da  ,  geçtiğimiz yılki yönetimde  İskender Pala’nın ahlak yapısını bozan  “Günlük Müstehcen Sırlar”, Hadi Uluengin’i dönekliğiyle yüzleştirdiği için tiksindiren “Rossenbergler Ölmemeli” nin kaderini paylaşarak, yakın tarihimizin şanlı  ayıpları arasına giriyor. Kaldı ki oyunun ikinci gününde birkaç sözü ayıklayıp, slogan atarak protesto etmeye götürecek kadar ileri gidebilecek hassas ve dikkatli  bir kesim filan olduğuna inanmak güç.Tiyatronun kapısından adım bile  atmayan Pala’nın  ve Hadi Uluengin’in  tuşuna basanların  yeni bir oyunu bu!.

 (((( ESKİLER OLSA

Düşündüm de eski  genel sanat yönetmenleri bu durumda ne yapardı diye?… Muhsin Ertuğrul   “şapkasını alıp giderdi” kuşkusuz. Bence  Vasfi Rıza, oyuncuları polise ihbar ederek Silivri’ye postalatırdı, Orhan Alkaya “oyunun yasaklanması halinde mutfak  yıkılana kadar direneceğini söyler, sonra yıkılan mutfakta önce kendine bir tas yemek pişirttirirdi. Nurullah Tuncer, oyunu İstanbul’da oynatmaz, ama kaldırtmadığını söyleyerek ,  Sibirya  turnesine yollatırdı. Kenan Işık, bizleri Zengin Mutfağı’nın  sanatsal açıdan yetersiz  bir oyun olduğuna ikna ederdi.

((((…. HİLMİ ZAFER 

Hilmi Zafer bunları yapmıyor,” oyun kalkmadı ama oynanmıyor” diyerek  lafı dolandırıyor. Oysa oyunda oynayan birini Gaziosmanpaşa’da çocuk oyununda görevlendirebilir, başka birine dört ay prova yapacak bir oyunda rol asabilir, emekliliği yaklaşan birine kıyak emeklilik verip, açılan kadroya  mutfaktan birilerini yerleştirebilir, oyunun yönetmenine hemen çok büyük bir müzikal teklif ederek sus payı verebilirdi!!!!  Zaman kazanıyor sadece! Bu zaman boyunca önce belediyeye gidip “bunun yerine ne istersiniz mi?”diyecek, Bahçeli’yle barış müzakeresi yapıp, “AKP giderse de,  Zengin Mutfağı jestime karşılık, bana ömür boyu sahip çıkarsınız artık” mı diyecek bilemem artık.

Yazarlar bu rezaleti  tarihe kayıt etsin, tiyatroseverlerin yüreği yansın, işçi sınıfı da kendisiyle ilgili bir oyunun hazmedilememesinin  hesabını sorsun. Ha bir de kurumda  çalışanlar var.. Ne yapıyorsunuz sanatçı dostlar?   Hani tiyatronuza dokundurtmazdınız? Nöbetler tutardınız, sanat maratonları yapardınız  kurumunuz için? Siz, kurumda kalmak için mi savaşıyorsunuz, kurumunuzun kalması için mi?
Belli ki, “Zengin Mutfağı  “ çabuk etkilemiş sizi… Bir oyun karakterinden bile daha hızlı biçimde dönüşmüşsünüz.  Yeni rolünüz yakışmamış ama!