2 Ocak 2012 Pazartesi

KÖTÜCÜL BİR BİR OCAK YAZISI

Geçen yıl yılbaşı yazımı Monet üzerine yazmıştım.

Bu durumda her yılbaşı yazısında, azıcık felsefe jimnastiğ yapan ir şeyler yazmak artık “şart ” oldu! Bugün de size Deepah Chopra’dan sözedeceğim.

Bu yazıyı, gece erken yatmışsanız 1 Ocak sabahı , ya da en kötü ihtimalle 1 Ocak öğleden sonrası okuyacağınızı düşünürsek, yazar psikolojim beni geçtiğimiz yıl yaşanan çirkinlikleri unutturmak, sizlere biraz umut aşılamaya itebilirdi.

Bunu başka gazetelerdeki yazarlara bırakalım!

Dönemsel nedenlerle bugünlerde televizyonlarda boy gösteren astrologlar gibi 2012 için tahminler yapma yeteneğine de sahip değilim ne yazık ki. Zaten durup dururken gökyüzünü suçlamanızı, yazgımızı gökyüzü hareketlerine bağlamanızı, “ulan bizimkiler beni ne kadar yanlış zamanda peydahlamışlar”, “burcumun içine edeyim” gibi bir çöküş psikolojisine girmenizi de istemem.

Dün gece nasıl bir yılbaşı geçirdiniz, Noel Baba’nız nereden girdi, ne getirdi, onu da bilemem.

Bildiklerimi yazmamak, mesela Türkiye’de 95 tutuklu gazeteci ile 2011’de rekor kırdığımızı, sadece sanatçılarımızı, yazarlarımızı değil, öğrencilerimiz ve çocuklarımızı da tutuklu olarak sıkı sıkıya tuttuğumuzu hiç hatırlatmayayım.

Daha geçen gün Siirt Cezaevinde tutuklu bulunan 10 çocuğumuz aşırı dozda ilaç alarak toplu intihar girişiminde bulundu. Küçücük çocuklar cezaevinde bu kadar hapı nereden buldular diye sorgulama fırsatı kalmadan, İçişleri Bakanımız sanatçıları teröre çanak tutmakla suçladı.

“Noel Baba adam olsaydı bacadan değil kapıdan girerdi” diyen müftüye nedense pek kızdık, oysa Cem Yılmaz’ın yaptığı espriler kategorisine girebilirdi. .

Bugüne kadar bakanlarımız çok daha ağır laflar etti, ama onların laflarına belki dokunulmazlıkları olduğu, belki bize dokunmadıkları için tahammül etmeyi öğrendik.

2011’de heykelleri “ucube” dedik yıktık, Can Yücel’in mezarını kırdık, Bedri Baykam’ı İstanbul’un lüks semtlerinden birinde, gün ortasında bıçakladık. Bütün bunları mutlaka “insanlık” adına yapmışızdır.

2012 çok daha iyi olacak.

Niçin?

Dünyadaki ekonomik kriz bize acıyıp uğramayacağı için mi? Başımızdakiler bizi daha iyi yönetecekleri için mi? Yoksa demokrasiye ani geçiş yapacağımız için mi?

İnanmayın böyle şeylere…

2012’de, hangi burçtan, hangi partiden, hangi şehirden olursanız olun kötü şeyler bekliyor olabilir bizleri. 2011, 2012’ye öyle bir SMS gönderdi bence giderayak.

Dönelim Chopra’ya: Michael Jackson’un iyi dostu olan alternatif tıp uzmanı, yazar Jackson’un ölümünün ardından, psikolojik tedavide kullanılan ağır ilaçlara karşı çıkarak gündem oluşturmuştu.

Chopra: “ sizin dışınızda yaşandığını sandığınız olaylardan hoşnut değilseniz , içinize doğru bir yolcuk yapmanızı öneriyor. Dünyanın 360 derecelik aynalarla çevrili olduğunu söylüyor.

Diyelim ki çevreniz hırsızlar, dolandırıcılar , insan haklarını ihlal edenler, şiddet yanlılarıyla dolu ?

Farzedin ki, sizi aşağılara çeken bir düşmanınız, korktuğunuz bir kişi ya da sistem var.

Aslında hoşnut olmadığınız her şey, sizin yansımalarınızdan oluşuyor!

İnsan bilmediği bir olguyu yansıtamayacağına göre, hele hele dıştan gelen kötülükleri tanımlayabiliyorsanız, aslında bu kötülüklerin çoğalmasından ne ne yazık ki siz de sorumlusunuz!

Şimdi kağıdınızı kaleminizi hazırlayın (önce piyangoda ikramiye vurmuş mu onu kontrol edin tabi) ve şöyle bir ufak egzersiz yapın: 2011’de yakın çevrenizdekileri üç özelliğiyle kağıda dökün.

Patronunuz, aşkınız, arkadaşınız, düşmanınız, anneniz, babanız, kardeşiniz, en yakın arkadaşınız, örnek aldığınız liderin pozitif ya da negatif özelliklerini sıralayın,

kağıdın ortasına da kendinizin adını yazın.

Biraz zorlanacaksınız ama , çevrenizdeki herkesin özelliklerinin aslında sizde de varolduğunu ayırd edeceksiniz!

“Ben çalmam, çırpmam, namusluyum, dürüstüm ama etrafım hırsızlarla dolu” derseniz, belki de zamanınızı, enerjinizi, dünyaya katacağınız rengi kendi kendinizden çalmış, bilmeden de olsa çevrenizdeki en kötü hırsız kadar hırsızlık yapmış, kendinizi çok iyi sansanız bile, dünyaya yakınınızdaki en kötü insan kadar zarar vermiş olabilirsiniz.

Ben kadın dövmem, insan ayırmam, önyargılı değilimdir der ama belki de hayran olduğunuz bir starın, bir liderin dünyasının kötülüklerini yansıtıyor olabilirsiniz kimbilir?

Unutmayın, sadece tiyatro değil, ruhunuz da bir aynadır!

2012’de başımıza gelebilecek bütün kötülüklerinden sizi sorumlu tutarsam, bana çok mu kızarsınız?

Sizleri Noel Baba ve piyango biletinizle baş başa bırakıyor ve ben kendi adıma temizliğe başlıyorum.

Kendimi ciddi biçimde sorgularsam, çevremdekilerin taşıdığını sandığım, ama bana da yansıyan kötülükler yavaş yavaş kaybolur ve dünya temizlenmiş olur..

Kendi yapmadığım olaylardan nasılsa sorumlu değilim diye kendimi kandırırsam ise, 2013, 2012’yi, 2012, 2011’i mumla aratır!