6 Ocak 2010 Çarşamba

GAZETELERİN BURÇLARI

Burçlara inanır mısınız bilmem ama artık sosyete kliniklerinde doğum yaptıran kadın doğumcuların potansiyel bebelerin dünyaya göz açma saatlerini bile velilerin yükselen burç siparişlerine göre ayar ettiklerini biliyorum. Sakın şaka filan yaptığımı sanmayın ! Tabi bu durumda anneyle babanın çocuğu burçlarken dokuz ay on gün öncesini bir kuyumcu titizliğiyle hesaplamaları gerekiyor.Eee ince eleyip, sık dokumak diye de buna denir. Aşkın metafiziğini ince ince ayarlayacaklar, çok sık da dokumayacaklar, taa ki burcu bir kerede tutturana kadar!
Tam bu çocuğu burca göre peydahlama gerçeğine kendimi alıştırmışken, Medyafaresi.com’da Yasemin Kutsi adlı astrolog bacımız gazetelerin de burçlarına göre yeni yıl tahminleri yaptığını okuyunca hakkaten fenna çakıldım.
Gazetelerimizin çoğu boğa burcundanmış! Hürriyet,Cumhuriyet, Milliyet, Sabah, Star hepsi burçdaş! Hepsi Mayısta doğmuşlar . Artık o gün kağıt mı bolmuş, yazar mı çokmuş, demokrasi mi çokmuş, basın kahramanı denen ve bugün tarihte mumla aranan zavallı yaratıklar mı varmış, orasını bilmiyorum.
Habertürk balık, Vatan başak, Posta kova…
Posta tipik bir kova mesela.Deli gibi tirajı var, başarı öykülerine imza atıyor.
Zaman ile Taraf da Akrep!
İşin bokunu çıkarıp, Zaman’ın Akrep erkeği, Taraf’ın da Akrep kadını olduğunu söyleyeyim. O yüzden Zaman’ın içeriğine katılmasam da , orada okuduğum çoğu habere güvenirim. Taraf’ın içeriğine kendimi nispeten daha yakın hisetsem bile, Akrep kadınına güvenmediğim için, haberciliğine zerre kadar itibar etmem.
Yasemin’e göre, bu yıl boğalar ektiklerini biçeceklermiş. Hürriyet, güçlü bir yabancı ortak buluyor, Sabah ile Cumhuriyet hata yapmazsa sıkıntılarından kurtuluyormuş. Ba baba bak! Kurşun döktürsünler diycem ama plazaları yaparken kurşun geçirmez biçimde yapmışlar . Kurşunlarlıya Uğur Mumcu’lar, Emeç’ler, Üçok’lımızı vurdular sadece.
Başak burcu olan ” Vatan” değişecekmiş! Sahibinin okulunu eğitim yılının başlamasından birkaç gün önce yık, gazetenin satış sözleşmesini iptal et, yayın yönetmenini , yazarlarını uçur, sonra da sen başak olduğun için değişeceksin de! Pardon ama artık bu durumda da değişmekte direnirse(!), başak kelimesinin baş harfini atarak yeni bir burç icat etmek zorunda kalacaklar!
Peki benim yazı yazdığım “Birgün” hangi burçtan? Çok merak etsem, gazetenin çıktığı ilk günü Google’dan bulur , bir burçla özdeşleştirirdim. Size de, “ bakın ben böyle karakterli bir gazetede yazıyorum” edebiyatı parçalardım.
Devrimci ,çağdaş,ilerici,demokrat,aydın,liberal,ezber bozan,entelektüel,namuslu,muhalif, hümanist,insan haklarına saygılı,sanatsever,tarafsız filan diyerek…duymak istediğiniz her şeyi sıralardım! Ya da mağdur, parasız, yoksul, yoksun, ezilmiş diyerek alışılmış sol edebiyatı yapardım. Ya da Cumhuriyet kadar ulusalcı değil, Aydınlık kadar seküler solcu değil, Evrensel kadar partizan , Taraf kadar TSK karşıtı deği, “bu yüzden burada yazıyorum”l gibi yuvarlak ama yeni yılda yürek okşayan cümleler ederdim.
Ya da, “ tek cümleme dokunmadan yayınlıyorlar” deyip kahramanlık edebiyatı parçalardım.
Birgün’ü sevmemin asıl nedeni Birgün’de bugün gördüğüm ilerici ve muhalif çizgiyi,birgün bile kaybetmeyeceğimi bilmemdir.
Sol, değişime gebedir. Ancak, solun bebelerini kim peydahlıyor, söylemlerini kim belirliyor, burçlarını kim ayarlıyorsa, sol birgün iktidar olduğu zaman bile, solun, bugünkü merkez sağ gibi, muhalif çizgisini hiçbir gün kaybetmeyeceği , bilinmelidir. Mesele bugün muhalefet yapmakta değil, birgün iktidar olduğu zaman da muhalif olan gazetenin yazarı olabilmekte!
İşte bu yüzden, bu gazetenin güdümsüz bir kalemi olarak hangi burçtan olduğu umurumda bile değil.

Bu yazı 2 Ocak 2010'da Birgün Gazetesi'nde yayınlanmıştır