Burçlara inanır mısınız bilmem ama artık sosyete kliniklerinde doğum yaptıran kadın doğumcuların  potansiyel  bebelerin  dünyaya göz açma saatlerini  bile velilerin yükselen burç siparişlerine göre ayar ettiklerini biliyorum.   Sakın şaka filan yaptığımı sanmayın  ! Tabi bu durumda anneyle babanın çocuğu burçlarken dokuz ay on gün öncesini  bir kuyumcu titizliğiyle hesaplamaları gerekiyor.Eee ince eleyip, sık dokumak diye de  buna denir.  Aşkın metafiziğini ince ince ayarlayacaklar, çok sık da dokumayacaklar, taa ki burcu bir kerede tutturana kadar!
Tam bu  çocuğu burca göre peydahlama gerçeğine  kendimi alıştırmışken, Medyafaresi.com’da  Yasemin Kutsi adlı astrolog bacımız gazetelerin de burçlarına göre yeni yıl tahminleri yaptığını okuyunca hakkaten fenna  çakıldım.
Gazetelerimizin çoğu boğa burcundanmış!  Hürriyet,Cumhuriyet, Milliyet, Sabah, Star hepsi burçdaş! Hepsi  Mayısta doğmuşlar . Artık o gün kağıt mı bolmuş, yazar mı çokmuş, demokrasi mi çokmuş, basın kahramanı denen  ve bugün tarihte mumla aranan zavallı yaratıklar  mı varmış, orasını bilmiyorum. 
Habertürk balık, Vatan başak, Posta kova…
 Posta tipik bir kova mesela.Deli gibi tirajı var, başarı öykülerine imza atıyor.
Zaman ile Taraf da Akrep!
İşin bokunu çıkarıp, Zaman’ın Akrep erkeği, Taraf’ın da Akrep kadını olduğunu söyleyeyim. O yüzden Zaman’ın içeriğine katılmasam da , orada  okuduğum çoğu habere güvenirim. Taraf’ın içeriğine kendimi nispeten  daha yakın hisetsem bile, Akrep kadınına güvenmediğim için, haberciliğine zerre kadar itibar etmem.
Yasemin’e göre, bu yıl boğalar ektiklerini biçeceklermiş. Hürriyet, güçlü bir yabancı ortak buluyor, Sabah ile Cumhuriyet  hata yapmazsa sıkıntılarından kurtuluyormuş. Ba  baba bak! Kurşun döktürsünler diycem ama plazaları yaparken kurşun geçirmez  biçimde yapmışlar . Kurşunlarlıya Uğur  Mumcu’lar, Emeç’ler, Üçok’lımızı  vurdular  sadece.
Başak burcu olan ” Vatan”  değişecekmiş! Sahibinin okulunu  eğitim yılının başlamasından birkaç gün önce yık, gazetenin satış sözleşmesini iptal et, yayın yönetmenini , yazarlarını uçur, sonra da sen başak olduğun için  değişeceksin de! Pardon ama artık  bu durumda da  değişmekte direnirse(!),  başak  kelimesinin baş harfini atarak yeni bir burç icat etmek zorunda kalacaklar!
Peki benim yazı yazdığım “Birgün” hangi burçtan? Çok merak etsem, gazetenin çıktığı ilk günü Google’dan bulur , bir burçla özdeşleştirirdim. Size de, “ bakın ben böyle karakterli bir gazetede yazıyorum” edebiyatı parçalardım.
Devrimci ,çağdaş,ilerici,demokrat,aydın,liberal,ezber bozan,entelektüel,namuslu,muhalif, hümanist,insan haklarına saygılı,sanatsever,tarafsız filan diyerek…duymak istediğiniz her şeyi sıralardım! Ya da mağdur, parasız, yoksul, yoksun, ezilmiş diyerek alışılmış sol edebiyatı yapardım. Ya da Cumhuriyet kadar ulusalcı değil, Aydınlık kadar seküler solcu  değil, Evrensel kadar partizan , Taraf kadar TSK karşıtı deği, “bu yüzden burada yazıyorum”l gibi yuvarlak ama yeni yılda yürek okşayan cümleler ederdim.
Ya da, “ tek cümleme dokunmadan yayınlıyorlar” deyip kahramanlık edebiyatı parçalardım.
Birgün’ü sevmemin asıl  nedeni  Birgün’de bugün gördüğüm ilerici ve muhalif  çizgiyi,birgün bile kaybetmeyeceğimi bilmemdir.
Sol, değişime gebedir. Ancak, solun bebelerini kim peydahlıyor, söylemlerini kim belirliyor, burçlarını kim ayarlıyorsa, sol birgün iktidar olduğu zaman bile, solun, bugünkü merkez  sağ gibi,  muhalif çizgisini hiçbir gün kaybetmeyeceği ,  bilinmelidir. Mesele bugün muhalefet yapmakta  değil, birgün iktidar olduğu zaman da muhalif olan gazetenin yazarı olabilmekte! 
İşte bu yüzden, bu gazetenin güdümsüz bir kalemi olarak hangi burçtan olduğu umurumda bile değil.
Bu yazı 2 Ocak 2010'da Birgün Gazetesi'nde yayınlanmıştır