NAZIM’IN HAVANA’DAKİ DOĞUMGÜNÜNDE
 KÜBA DEVRİMİ ÇOK GENÇTİ
Nedim Saban
nedimsaban@superonline.com
Bu dünyadan bir Nazım geçti. Büyük ozan sadece devrimci kimliğiyle, örnek kişiliğiyle değil, her dizesiyle, yaşadığı her yerde  öyle derin izler bırakmış ki. Buna Havana’da da yakından tanık olduk!
Bir Türk vatandaşı olarak onur duydum.
Nazım Hikmet Vakfı, Nazım’ın 108. doğumgününü Küba’da kutladı. Büyük şairin Mehmet Aksoy tarafından yapılan olağanüstü güzellikteki  büstü, Küba  Büyükelçisi İnci Tümay’ın da  gayretiyle, bürokratik engelleri aşarak, Havana’da açılıyor.
Medyamız Nazım’ın mezarı üzerinde yıllardır gereksiz  tartışmalarla  zaman kaybederken, Küba halkı üzerinde büyük etkisi olan ozanımızı ona yaraşan bir büstle  taçlandırmak için  kazanılan mücadele bence çok daha önemli.
Nazım, 15 Ocak 2010’da,  Havana’da, halklarının bağımsızlığı  için mücadele eden büyük liderlerin yanında, Mustafa Kemal’in heykelinin kentinde, ünlü felsefecilerin,ozanların, yazarların, gerçek kahramanların,  Tagore’ların, Neruda’ların yanıbaşında yerini aldı.
1961 yılında, Küba Devrimi’nden, hemen iki yıl sonra,  Havana’da Fidel Castro ile görüşen, ünlü ozan Nicolas Hernandez Guillen’a yoldaşlık eden Nazım Hikmet,  Guillen vakfında, Kübalı aydınlar, yazarlar ve Guillen’in torununun da katıldığı duyarlı bir törenle  anıldı.
Türkiye’den bu tören için Küba’ya  Genco Erkal,  Hıfzı Topuz, Prof. Füsun Akatlı Zeynep Oral, Pınar Kür, Umur Bugay, , Prof.Zehra İpşiroğlu, Üstün Akmen, Arif Keskiner, Zeynep  Irgat, Orhan Şallıel, Zeynep Altıok  gibi  sanatçı, yazar, akademisyenlerin  öncülük ettiği bir ekiple yolculuk eden şanslı kişilerden biriydim. Gıillen vakfındaki törende sadece dünyanın en  büyük ozanlarını değil, dünyanın en büyük oyuncularını yetiştiren bir ülkenin evladı olduğum için onur duydum.
Genco Erkal, Nazım’ın dizelerini,  ünlü Küba’lı oyuncu  Claudia Rojas ile okuduğu zaman, Genco, "Bugün Pazar", dediği zaman, salonda töreni izleyen tüm Kübalı ve Türk sanatçılar, dizelerin devamını getirmiş, hepimiz  çoktan güneşe çıkmıştık.
Meksika ve İspanya’da  yaşadıktan ve Goya gibi saygın ödülleri kazandıktan sonra, aynen Nazım gibi memleket hasretini yaşayan Kübalı oyuncu  Claudia Rojas, Genco Erkal’ın muhteşem şiirsellği karşısında,  sadece 24 saat boyunca girmiş olduğu Nazım’ın dünyasındaki şiirsel  derinliklerin içinde  hüngür hüngür ağlıyordu. Bizler de, Genco’yu Türkçe, Claudia’yı İspanyolca dinlerken, sanki İspanyolca bir sonraki dizenin ne olacağını tahmin edermişçesine, sanatın evrensel dili karşısında boğazımız düğümlenmiş olarak soluksuz kalmıştık.
Orhan Şallıel piyanoya geçip, Harmandalı’nı salsa ritmiyle çalınca, "sanat uzun hayat kısa" dedik.Karlı Kayın Ormanı’nı hep bir ağızdan söylediğimiz zaman ise, artık hapislerde yatan, sürgünlerde vatan hasreti çeken, ülkelerinde ötekileştirilen, dışlanan, aşağılanan yurtseverlerin utanç duvarlarını çoktan yıkmış,sanatın zaferini bir kez daha ilan etmiştik.   
Nazım, Havana’nın ardından Paris’e gitmiş,  orada Hıfzı Topuz ile buluşarak, Havana’yı  anlatmış. Hıfzı Topuz, yıllarca sakladığı bu tarihi belgeyi, artık vakıfla paylaşacak. Nazım’ın yeni gerçekleşmiş Küba devrimi  ile ilgili   izlenimleri son derece önemli olmakla beraber, biz Nazım’ın doğumgününde, bu büyük insanın devrime olan katkısını da hisettik. Fidel’in, Nazım hayranı olduğunu öğrendik. Fidel,  Nazım’ı görür görmez, onun gençliğinden etkilenmiş. “Bu  olgun şiirlerin sahibinin  bu kadar  genç görünebileceğini düşünemezdim” demiş.
Nazım hep genç kaldı, bütün devrimciler gibi  genç öldü.  Onu genç tutan şey, düzen karşıtı olmaktı.  Gerçek devrimcilere de bu yaraşır zaten!
Mutlaka o da Fidel’in gençliğinden, devrimin tazeliğinden, devrimcilerin diriliğinden  etkilenmiştir. Etkilenmemiş olsaydı, aynen Sovyetler’de olduğu gibi, ihtiyarlamış rejimlere  karşı olan düşüncelerini dillendirirdi.
Devrimin 51.yılııydı, ben de Küba’yı genç buldum. Dişleri dökülmemiş Küba devriminin!
Bu tehlikeden korkan Hıfzı Topuz, ne güzel dillendirdi :
Mustafa Kemal’in, emperyalizmle olan mücadelesini,  iç ve dış mihraklara boyun eğmeyen , devrimci, onurlu  ruhunu burada  tekrar bulduk ! Türkiye’de devrim bazıları için yaşlandı, kimi zaman yorgun düştü, bazen unutturulmak istendi. Türkiye iç ve dış mihraklara boyun eğdi, bağımsızlığını yitirdi. Dilerim Küba, yorgun düşmesin, burada devrim hiç ama hiç yaşlanmasın.    
     
 Bu yazı 23 Ocak 2010 tarihli Birgün Gazetesi'nde yayınlanmıştır.